Ağlamak yıkanmak gibi, temizliyor gündelik kiri…
Çoğu insan için gözyaşlarını paylaşmak, en gizli sırlarını ortaya dökmek kadar tehlikelidir.
Sevinç ya da acı gözyaşları fark etmez, sizin için her zaman saklanılması gereken midir?
Tarihçilere göre, erkekler ağlamaktan dünya savaşları yüzünden vazgeçti. Korkuya rağmen cesur davranma zorunluluğu ve sorumluluğu gözyaşlarını bastırmalarına sebep oldu. Ve o günden sonra da sadece baba olduklarında, ebeveynlerini kaybettiklerinde ya da tuttukları takım mağlup olduğunda sinirden ağlamaları normal karşılandı.
Bizim için biraz daha kolay çünkü kabul görmesi bir yana, beklenilenin ta kendisi aslında! Muhtemelen kırılganlık ve zayıflıkla özdeşleştirildiği için. Ve yine tam da ayni sebeplerden dolayı, kadınlar da artık her içlerinden geldiğinde öyle kolay salıvermiyor gözyaşlarını.
Duygularını yansıtmanın getireceği sonuçların muhasebesini çıkarmak zorunda bırakıldı kadın. İşvereni, rakibi ve hatta kocası ya da çocuklarının karşısında bunca düşkün olmaması, soyunmaması uygun görüldü.
Bir de ağladığı için özür dileyen insanlar var ki eşek demeden önce dileyenler kadar abestir gözümde!
Çoğu insan için gözyaşlarını paylaşmak, en gizli sırlarını ortaya dökmek kadar tehlikelidir.
İnsan kendi doğası üzerinde nasıl bu kadar söz sahibi olur? Ağlamak bir sürpriz değil midir? Unuttuğumuz ya da belki henüz farkında olmadığımız bir kilidin açılması? İlla ki üzüntünün döllemediği bir bebek?
Bir sürü de şarkı yazılmıştır hakkında
Ama özeti
Ağlamak’ yıkanmak gibi,
Temizliyor gündelik kiri…